Gebelikte Kaygı Bozukluğu
Gebelikte kaygı bozukluğu çok farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Bebeği kaybetme korkusu özellikle geçmişte infertilite, tüp bebek denemesi, düşük ve ölü doğum öyküsü varsa daha sık olabilir. Doğum eylemi ile ilgili endişeler ya da doğum sonrası süreç ile ilgili; bebeğe bakım ve anne olmakla ilgili endişeler yaygındır. Gebelik ve doğum sonrası dönemde takıntı hastalığı (Obsesif kompulsif bozukluk) sıklığında da bir artış söz konusudur.
Kaygı, tehdit edici olarak algılanan, kişiler ya da durumlara tepki olarak yaşanan bir duygudur. Düşük seviyede kaygı yaşamak bizi tehlikeli durumlara karşı uyarır, tepki vermemize imkan sağlayabilir. Ancak, strese yanıt çok fazla olursa ve gerçek bir tehdit yokken meydana geliyorsa bir sorun haline gelir. Kaygı belirtilerinin kendisi tehlikeli değildir ancak bazen bu belirtiler bazıları için oldukça rahatsız edici ve korkutucu olabilir.
Kaygıya Ne Sebep Olur?
Kaygının pek çok sebebi vardır ve kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Buna katkısı olan faktörler sizin
- Tepkilerinizi ve mizacınızı da etkileyen biyolojik yapı ve genlerinize
- Travmatik çocukluk ve yetişkinlik deneyimleriniz, ilişkileriniz, nerede yaşadığınız ve ekonomik durumunuz gibi çevresel faktörlerinize
- Alışkanlıklarınız, inançlarınız ve geçmiş olaylardan öğrendiğiniz davranışlarınıza bağlıdır.
Kişiler kaygılarının sebebini anlamakta güçlük çekseler de vücutlarının verdiği tepkileri anlamayı ve etkin bir biçimde onları kontrol etmeyi öğrenebilirler.
Kaygı sizi nasıl etkiler, bağlantılı düşünce ve inanışlar nelerdir?
Duygularınıza etkisi; korku, gerilim, endişe, hüzün, mutsuzluk
Davranışlarınıza etkisi; kaçınma, yerinde duramama, acele etme
Fiziksel tepkiler; kas gerginliği, nefes alamama, çarpıntı, terleme, titreme
Düşünceler; “Baş edemem”, “Ölüyorum”, “Kontrolü kaybedersem ne yaparım?”, “Bu çok kötü” “Peki ya ... olursa”
İnanışlar; ‘Hiç kimse anlamıyor’, ‘Her zaman kontrol bende olmalı’, ‘Asla daha iyi olamayacağım’, ‘ Asla endişeli hissetmemeliyim’
İlişkiler; gergin ilişkiler, sosyal buluşmalardan kaçınma, yakın olduğu kişilerle tartışma
Ne Yardım Edebilir?
Kaygı belirtileri rahatsız edici olabildiği için size yardımı olacak küçük, daha kolay başarılabilir basamaklarla başlamak önemlidir. Bu yüzden aşağıdaki önerilerin bazılarıyla başlayabilirsiniz.
- Bedeninizin verdiği fiziksel tepkileri dinleyin. Kalp hızınız, nefes alış verişiniz ve herhangi fiziksel gerginliğinizi dinleyin.
- Alın bölgeniz, çeneniz ve omuzlarınızın ne kadar gergin olduğunun farkına varın ve onları rahatlatın.
- Nefes alışınızı yavaşlatın ve yavaş, derin nefesler alın.
- Daha yavaş konuşun ve yürüyün.
- Bir rahatlama tekniği öğrenin ve bunu uygulayın.
- Zihninizi meşgul edecek, dikkatinizi başka yöne çekecek işlerle uğraşın. Egzersiz yapın, yürüyüşe çıkın, bahçeyle uğraşın ya da ortalığı toparlayın.
- Dikkatinizi çeken bir şey üzerinde yoğunlaşarak dikkatinizi başka yöne çekin. Örneğin gökyüzündeki bulutları izleyin.
- Dikkatinizi başka yöne çekmek için zihinsel egzersizler kullanın. Örneğin akıldan hesaplama yapın, en sevdiğiniz tatil ve en sevdiğiniz yerle ilgili anılarınızı zihninize çağırın (kokular, tatlar, gördükleriniz, dokunduklarınız).
- Kaygınızı tetikleyen şeyleri not edin.
- Düşüncelerinizin farkına varın.
- Kendinizi dinleyip size zarar veren düşüncelerle baş etmeye çalışın.
- Stresli durumlardan kaçınmamaya çalışın ve destek alarak kademe kademe bu durumlarla yüzleşmeye çalışın.
- Kendinize gerçekçi, uygulanabilir ve anlamlı hedefler koyun. Örneğin markete kadar yürümek gibi.
- Çevrenizdeki insanlarla konuşarak ya da onlardan yardım rica ederek destek alın.
- Kaygıyla başetme gruplarına katılın.
- Kaygı belirtilerinin ilaçlarla da tedavi edilmesi mümkündür, bu konuda bir hekime başvurun.