Anne Ruh Sağlığı Neden Önemlidir
ANNE RUH SAĞLIĞI NEDEN ÖNEMLİDİR?
ANNE RUH SAĞLIĞINI İYİLEŞTİRMEK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Prof.Dr.Nazan Aydın
Üsküdar Üniversitesi Anne Bebek Ruh Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü
ANNE RUH SAĞLIĞI NEDEN ÖNEMLİDİR?
Anne Ruh Sağlığı herkesin derdi olmalı çünkü herkesin bir annesi var!
Herkes daha annesinin karnında iken annesinin ruhsal durumundan etkilendi.
Herkes daha annesinin karnında iken, annesinin ruhsal durumu onun ilerideki sağlık durumunu ya da hastalıklarını şekillendirdi.
Herkesin kişiliği onu büyüten annesinin ruhsal durumundan etkilendi.
Her ebeveyn adayının bir bebek sahibi olma sürecinde beklentisi sağlıklı, huzurlu bir hamilelik ve bebek sahibi olmak iken maalesef bu gebeliklerin %20’si düşük ya da ölü doğum ile sonuçlanıyor. Bir kısmında anne düşük tehdidi yaşayıp neredeyse tüm hamileliğini gergin bir bekleyişle geçiriyor. Bir kısmı sayısız aşılama ya da tüp bebek girişimlerinin oldukça zahmetli sürecinden sonra hüsranla sonlanıyor. Bir kısmı zamanından çok önce prematür olarak doğup uzun süre yoğun bakımda destekle büyüyor, anne bebekten bebek anneden ayrı düşüyor. Bir kısmında anne doğacak bebeğinin sevincini hissedemiyor, hüzün her yanını kaplıyor. Bir kısmında doğduğunda bebeğine sıcaklık hissedemiyor, içi yanıyor. Bir kısmı bebeğine bakacak gücü, ümidi hissedemiyor, ümitsizlik ve ıstırap içinde hayatına son veriyor. Bir kısmı ağır bir ruhsal bozukluğun içinde kıvranıp gerçeklikten kopuyor. Tüm bunların hepsi her 5 anneden birinde oluyor ve annenin karnındaki, yanındaki bebeği de bir şekilde etkiliyor. Bu duruma zamanında müdahale edilmezse ve anne gereken tedavi alamazsa maalesef sonuçları hem anne hem bebek için çok yıkıcı olabiliyor.
Üstelik bu tedavisiz kalan ruhsal hastalıkların topluma ekonomik maliyeti 8.1 milyar sterlin.
ANNE RUH SAĞLIĞINI İYİLEŞTİRMEK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
1) Ülkenin her yerindeki ailelerin ulaşımını sağlayacak şekilde özelleşmiş anne bebek ruh sağlığı merkezleri kurulmalı. Bu merkezlerde ruhsal hastalıklara yakalanma riski nedeniyle daha fazla risk altında olanlara öncelikli yardım yapılmalı, destek verilmeli, gerekli tedavi sağlanmalı.
Risk altında olanlar:
-
Çoğul gebeliği
-
Bebek kaybı öyküsü
-
10’ lu yaşlarda bebek sahibi olanlar
-
Prematür bebek sahibi olanlar, erken doğum yapanlar
-
Engelli bir bebeğe sahip olanlar
-
Gebelik ve doğum ile ilgili kanama, eklempsi, diabet gibi sorunlar yaşayanlar
-
Sağlık sorunları nedeniyle bebeği bir süre hastanede kalanlar
-
Daha önce ruhsal hastalık geçirmiş olan anneler
2) Bebek sahibi olma planından doğum sonrası 1 yıla kadar olan süre içerisinde annelerin ruhsal desteğe ihtiyacı olup olmadığını anlamak için aynen şeker testi, tansiyon ölçümü gibi rutin tarama soruları sorulmalı, bunlar kaydedilmeli, ihtiyacı olanlar destek ve tedavi için özel anne bebek merkezlerine veya bu alanda çalışan bir ruh sağlığı uzmanına yönlendirilmeli.
Her 5 anneden 1’i gebelik ya da doğum sonrası süreçte bir ruhsal sıkıntı yaşasa da maalesef ya yaşadıkları şeyin bir hastalık olduğunu fark edemiyor ve acıya katlanıyor veya hissettiklerini başkalarıyla paylaşırsa eleştirileceği, kötü anne olduğu düşünüleceği endişesiyle kimseyle paylaşamıyor ve sessizce acı çekiyor. Oysa ki bu anneler diğer gebelik muayeneleri sırasında fark edilebilir, zamanında uygun tedavi ve destekle sağlıklı bir gebelik ve doğum sonrası süreç geçirebilir. Ruhsal iyilik hali ve sosyal durumlar hakkında doğrudan sorular sorarak, tarama araçları kullanılarak bu anneler fark edilebilir, iyileştirilebilir.
3) Sosyal medya, basın kuruluşları, akademik kurumlar aracılığıyla aynen günümüzde otizm için yürütülen farkındalık kampanyaları gibi bilgilendirme, bilinçlendirme aktiviteleri ile annelerin ruhsal sorunlarının bir toplumun geleceğini nasıl şekillendirdiği anlatılarak, tedbirlerin alınması, annelerin iyileşmesi için gereken adımların atılması, annelere destek sağlanması mümkündür, gereklidir.